5. sınıf türkçe Parçada Anlam testi ve çözümleri – İnteraktif Test
1) Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok şey kolaylaştı. Artık dünyanın bir ucundaki akrabamızla görüntülü konuşabiliyor, oturduğumuz yerden alışveriş yapabiliyor ve bilgiye saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Ancak bu kolaylıkların yanında bazı olumsuzluklar da var. Örneğin, insanlar sosyal medyada çok fazla zaman geçirerek gerçek hayattaki ilişkilerini ihmal edebiliyorlar. Ayrıca siber zorbalık gibi yeni sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parça, teknolojinin hayatımıza getirdiği kolaylıklardan (faydalarından) bahsederken aynı zamanda gerçek hayattaki ilişkilerin ihmal edilmesi ve siber zorbalık gibi olumsuzluklara (zararlarına) da değinmektedir. Bu nedenle parçanın genel konusu 'Teknolojinin faydaları ve zararları'dır.
2) Bülbül, her sabah erkenden uyanır, pencerenin kenarına konar ve en güzel şarkılarını söylerdi. Onun sesi, bahçedeki çiçekleri bile neşelendirirdi. Küçük Ayşe, bülbülün şarkısını dinlemeye bayılırdı. Onun için bülbül, baharın ve mutluluğun simgesiydi. Bir gün bülbül hastalandı ve şakımayı bıraktı. Ayşe çok üzüldü. Bahçedeki çiçekler de boyunlarını büktüler. Bu parçada küçük Ayşe'nin bülbüle karşı hissettiği duygu aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parçada Ayşe'nin bülbülün şarkısını dinlemeye bayıldığı ve bülbül hastalanınca çok üzüldüğü belirtiliyor. Bu ifadeler, Ayşe'nin bülbüle karşı 'sevgi' beslediğini gösterir.
3) Doğa yürüyüşleri, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımız için harika bir aktivitedir. Ormanda yürüyüş yaparken temiz hava alır, kuş sesleri dinler ve yeşilin her tonunu izleriz. Bu, stres seviyemizi düşürür, kan basıncımızı düzenler ve ruh halimizi iyileştirir. Üstelik düzenli doğa yürüyüşleri, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı direncimizi artırır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Çözüm: Parçada doğa yürüyüşlerinin stres, kan basıncı, ruh hali ve bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkilerinden bahsedilmiştir. Ancak 'yeni arkadaşlıklar kurmaya yardımcı olduğuna' dair bir ifade bulunmamaktadır.
4) Su, gezegenimizdeki yaşamın temel kaynağıdır. Vücudumuzun büyük bir kısmı sudan oluşur ve su olmadan birkaç günden fazla yaşayamayız. Suyun sadece içmek için değil, temizlik, tarım ve sanayi gibi pek çok alanda da kullanılması, onu daha da önemli kılmaktadır. Ancak dünya genelinde temiz suya erişim giderek zorlaşmaktadır. Bu durum, su kaynaklarımızı korumanın ve tasarruflu kullanmanın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parça, suyun yaşam için temel bir kaynak olduğunu vurgulamakta, hem biyolojik önemi hem de farklı kullanım alanlarına değinerek genel bir çerçeve sunmaktadır. 'Su: Yaşamın Temeli' başlığı, metnin ana fikrini en kapsayıcı şekilde ifade etmektedir.
5) Okumak, sadece bilgi edinmek demek değildir. Okumak, aynı zamanda yeni dünyaların kapılarını aralamak, farklı bakış açıları kazanmak ve hayal gücünü beslemektir. İyi bir kitap, sizi bilmediğiniz diyarlara götürebilir, hiç tanımadığınız insanlarla tanıştırabilir ve size hayatın farklı renklerini gösterebilir. Bu nedenle, düzenli okuma alışkanlığı edinmek, kişisel gelişim için vazgeçilmez bir unsurdur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parça, okumanın sadece bilgi edinmekle kalmayıp, yeni dünyalar aralama, farklı bakış açıları kazanma ve hayal gücünü besleme gibi birçok faydasına değinmektedir. Son cümlede ise tüm bu unsurları kapsayacak şekilde 'düzenli okuma alışkanlığı edinmek, kişisel gelişim için vazgeçilmez bir unsurdur' diyerek ana düşünceyi pekiştirir. Bu da okumanın kişisel gelişime çok yönlü katkıları olduğu fikrini destekler.
6) Buzdolabı, yiyecekleri soğuk tutarak bozulmalarını geciktiren önemli bir ev aletidir. İçindeki özel gazlar ve bir kompresör sayesinde, buzdolabının içi sürekli olarak serin kalır. Bu sayede meyveler, sebzeler, süt ürünleri ve etler daha uzun süre taze kalır. Modern buzdolapları, enerji verimliliği ve akıllı özellikleriyle de dikkat çekmektedir. Bu parçaya göre buzdolabının temel işlevi nedir?
Çözüm: Parçada 'Buzdolabı, yiyecekleri soğuk tutarak bozulmalarını geciktiren önemli bir ev aletidir.' ve 'Bu sayede meyveler, sebzeler, süt ürünleri ve etler daha uzun süre taze kalır.' ifadeleriyle buzdolabının temel işlevinin yiyecekleri taze tutmak olduğu açıkça belirtilmiştir.
7) İletişim, insan ilişkilerinin temelidir. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarına aktarabilmek, onların duygu ve düşüncelerini anlayabilmek sağlıklı bir toplum için vazgeçilmezdir. Ancak günümüzde dijitalleşme ile birlikte yüz yüze iletişim azalmış, insanlar mesajlaşma ve sosyal medya üzerinden haberleşmeyi tercih eder olmuştur. Bu durum, yanlış anlaşılmalara ve iletişimsizliklere yol açabilmektedir. İyi bir iletişim için empati kurmak, dinlemek ve doğru kelimeleri seçmek çok önemlidir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
Çözüm: Parçada dijitalleşme ile yüz yüze iletişimin azaldığı ve bunun yanlış anlaşılmalara yol açabileceği belirtilmiştir. Bu durum, dijital iletişimin yüz yüze iletişimden daha etkili olduğu yargısıyla çelişmektedir. Hatta parçadaki 'yanlış anlaşılmalara ve iletişimsizliklere yol açabilmektedir' ifadesi, dijital iletişimin bazı olumsuz yönlerine işaret etmektedir.
8) Doğa, bize her zaman ilham veren, ruhumuzu dinlendiren bir kaynaktır. Bir dağ zirvesinden açılan engin manzara, bir orman yürüyüşünde duyulan kuş sesleri, bir nehrin sakin akışı… Bütün bunlar, insanın iç dünyasına huzur ve dinginlik katar. Sanatçılar, şairler, yazarlar yüzyıllardır doğadan ilham alarak eşsiz eserler ortaya koymuşlardır. Doğa, sadece görsel bir şölen değil, aynı zamanda düşünceleri besleyen, ruhu onaran bir öğretmendir. Bu parçada doğanın hangi yönüne daha çok vurgu yapılmıştır?
Çözüm: Parça boyunca doğanın 'ruh dinlendiren', 'huzur ve dinginlik katan', 'sanatçılara ilham veren', 'düşünceleri besleyen, ruhu onaran' yönlerinden bahsedilmektedir. Bu ifadeler, doğanın insan ruhu ve sanat üzerindeki etkisine odaklanıldığını göstermektedir.
9) Her yeni nesil, kendinden önceki neslin deneyimlerinden ve birikimlerinden beslenir. Bu miras, sadece maddi değerleri değil, kültürel değerleri, bilgiyi ve bilinci de kapsar. Ancak modern dünyada bilgiye ulaşımın kolaylaşması, bazen geçmişe duyulan ilgiyi azaltabilmektedir. Oysa geçmişi anlamadan geleceği inşa etmek zordur. Dedelerimizden öğrendiğimiz el sanatları, ninelerimizin anlattığı masallar veya tarihimizdeki kahramanlık hikayeleri, kimliğimizin ve kültürümüzün temel taşlarıdır. Bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak, hepimizin sorumluluğudur. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parça, her yeni neslin önceki neslin deneyimlerinden beslenmesi gerektiği, geçmişi anlamadan geleceğin inşa edilemeyeceği ve kültürel mirasın önemini vurgulamaktadır. 'Dedelerimizden öğrendiğimiz... kimliğimizin ve kültürümüzün temel taşlarıdır. Bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak, hepimizin sorumluluğudur.' ifadeleri ana düşünceyi destekler niteliktedir. Bu da 'Geçmişin deneyim ve birikimleri, gelecek için sağlam bir temel oluşturur' yargısını öne çıkarır.
10) Sanat, insanlığın varoluşundan beri duygularını, düşüncelerini ve hayallerini ifade etme biçimlerinden biri olmuştur. Mağara duvarlarına çizilen ilk resimlerden modern mimariye, halk türkülerinden senfonilere kadar sanatın binbir yüzü vardır. Sanat, sadece estetik bir haz vermekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal eleştiri aracı olabilir, farklı kültürleri bir araya getirebilir ve insanlara umut verebilir. Sanat eserleri, zamanın ötesine geçerek geçmişten günümüze ışık tutar ve gelecek nesillere kültürel bir miras bırakır. Bu parçada sanatla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Çözüm: Parçada sanatın duygu ve düşünceleri ifade etme, toplumsal eleştiri, kültürleri birleştirme, estetik haz verme ve miras bırakma gibi işlevlerinden bahsedilmiştir. Ancak sanatın 'maddi gelir elde etme amacı taşıdığına' dair herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir.
11) Bilim ve sanat, birbirine paralel ilerleyen iki farklı yol gibi görünse de aslında derin bir bağlantıya sahiptir. Bilim, evreni anlamaya çalışırken; sanat, bu anlam arayışına duygusal bir boyut katar. Bir gökbilimcinin yıldızların hareketlerini incelemesi ne kadar bilimselse, bir ressamın o yıldızları tuvaline yansıtması da o kadar sanatsaldır. Her ikisi de gerçeği farklı yollarla yorumlar ve insan ruhuna dokunur. Bilim, açıklığı ve kesinliği ararken, sanat belirsizliği ve soyutluğu kucaklar. Ancak her ikisi de insanın merakını besler ve keşfetme arzusunu tetikler. Bu parçaya göre bilim ve sanat arasındaki ortak yön aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parçada 'Her ikisi de gerçeği farklı yollarla yorumlar ve insan ruhuna dokunur.' ve 'Ancak her ikisi de insanın merakını besler ve keşfetme arzusunu tetikler.' ifadeleri, bilim ve sanatın ortak yönünün insan ruhuna dokunmaları ve merakı beslemeleri olduğunu açıkça belirtmektedir.
12) I. Yaratıcılık, sadece sanatçılara özgü bir yetenek değildir. Günlük hayatımızda karşılaştığımız sorunlara farklı çözümler bulmak, yeni fikirler üretmek de bir tür yaratıcılıktır. II. Yaratıcı düşünme, ezbercilikten uzaklaşmayı, kalıpların dışına çıkmayı ve olaylara farklı açılardan bakmayı gerektirir. III. Yaratıcılığı geliştirmek için beynimizi farklı düşünme biçimlerine zorlamamız, yeni deneyimlere açık olmamız ve hata yapmaktan korkmamamız gerekir. IV. Çocuklukta yaratıcılık genelde oyunlarla ve hayal gücünü kullanarak gelişir. Bu dönemde çocuklara özgür alanlar tanımak önemlidir. V. Bazı insanlar doğuştan daha yaratıcı olurken, bazıları bu yeteneğini sonradan geliştirme eğilimindedir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
Çözüm: Parçanın genelinde yaratıcılığın tanımı, nasıl geliştirileceği ve neleri gerektirdiği üzerinde durulmaktadır (I, II, III, IV. cümleler). Ancak V. cümle, yaratıcılığın doğuştan olup olmaması veya sonradan geliştirilmesi gibi, konunun akışından biraz farklı bir yöne sapmaktadır. Diğer cümleler yaratıcılığın ne olduğu ve nasıl geliştirileceği ile doğrudan ilgilidir. V. cümle ise yaratıcılık yeteneğinin kaynağına değinerek genel akışı bozar.
13) Dijitalleşen dünyada bilgiye ulaşmak hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Ancak bu durum, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma konusunda yeni zorlukları da beraberinde getirdi. İnternetteki bilgi kirliliği, sahte haberler ve yanıltıcı içerikler, bireylerin gerçekliği sorgulama becerilerini zayıflatabiliyor. Bu nedenle, okuryazarlığın tanımı genişleyerek sadece okuma-yazma becerisini değil, aynı zamanda dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı gibi yeni becerileri de kapsar hale geldi. Bireylerin karşılaştıkları bilgiyi sorgulamaları, kaynaklarını araştırmaları ve eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeleri her zamankinden daha önemli hale geldi. Bu parçaya göre, dijitalleşen dünyada 'okuryazarlık' kavramının anlamı nasıl değişmiştir?
Çözüm: Parçada 'okuryazarlığın tanımı genişleyerek sadece okuma-yazma becerisini değil, aynı zamanda dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı gibi yeni becerileri de kapsar hale geldi' ifadesiyle, okuryazarlık kavramının geleneksel anlamının ötesine geçerek dijital ve medya okuryazarlığını da içerdiği belirtilmiştir.
14) Bazen bir filmi izlerken kendimizi kahramanın yerine koyar, onun yaşadığı zorlukları hisseder, sevinçleriyle sevinir, üzüntüleriyle kederleniriz. Bu durum, sadece sinemanın değil, edebiyatın ve tiyatronun da ortak büyüsüdür. Bir karakterin iç dünyasına girme, onun motivasyonlarını anlama yeteneği, bizi insani deneyimin derinliklerine çeker. Bu bağ, sanatın empati kurma gücünü ortaya koyar; çünkü iyi bir sanat eseri, bizi kendi sınırlarımızın dışına çıkararak başkalarının gözünden dünyaya bakmaya davet eder. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Çözüm: Parçada, sanatın insanı kahramanın yerine koyma, empati kurma gücü gibi bir kavram açıklanmaktadır. Bilgi verme, bir konuyu tanımlama ve okuyucuyu bilgilendirme amacı güdüldüğü için 'açıklama' anlatım biçimi ağır basmaktadır. Herhangi bir olay dizisi (öyküleme), bir yerin ya da durumun ayrıntıları (betimleme) veya bir fikri çürütme (tartışma) amacı yoktur.
15) Geleneksel eğitim sistemleri, bilginin aktarılmasına ve ezberlenmesine odaklanırken, modern eğitim yaklaşımları öğrencinin aktif katılımını, problem çözme becerilerini ve eleştirel düşünmesini ön plana çıkarıyor. Eski sistemlerde öğretmen merkezdeyken, yeni yaklaşımlarda öğrenci merkeze alınıyor. Amaç, sadece bilgi yüklemek değil, öğrencinin bilgiyi anlamlandırmasını, yorumlamasını ve farklı durumlarda uygulamasını sağlamak. Bu değişim, geleceğin dünyasında başarılı olabilecek bireyler yetiştirmek adına büyük önem taşıyor. Bu parçaya göre, modern eğitim yaklaşımlarının temel farkı nedir?
Çözüm: Parçada 'modern eğitim yaklaşımları öğrencinin aktif katılımını, problem çözme becerilerini ve eleştirel düşünmesini ön plana çıkarıyor.' ifadesiyle, modern eğitim yaklaşımlarının temel farkı açıkça belirtilmiştir. Bu da 'Öğrencinin aktif katılımını ve eleştirel düşünmesini teşvik etmesi' seçeneği ile örtüşmektedir.
16) Bir toplumun kültürel zenginliği, o toplumun geçmişle olan bağıyla ölçülür. Geçmişten gelen değerler, inançlar, adetler ve sanatlar, bir milletin kimliğini oluşturur. Ancak hızla değişen dünyada bu mirasın korunması giderek zorlaşmaktadır. Küreselleşme, tek tip kültür dayatması riski taşırken, geleneksel değerler erozyona uğrayabilmektedir. Bu nedenle, kültürel mirasın korunması, sadece müzelerde sergilenen eski eserleri korumakla kalmayıp, dilimizi, el sanatlarımızı, halk müziğimizi ve hatta yemek kültürümüzü canlı tutmakla mümkündür. Bu parçadan yola çıkarak kültürel mirasın korunmasıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Çözüm: Parçada 'kültürel mirasın korunması, sadece müzelerde sergilenen eski eserleri korumakla kalmayıp, dilimizi, el sanatlarımızı, halk müziğimizi ve hatta yemek kültürümüzü canlı tutmakla mümkündür' ifadesiyle, kültürel mirasın korunmasının maddi ve manevi tüm değerleri kapsadığı ve bunları canlı tutarak mümkün olduğu belirtilmiştir.
17) Eleştirel düşünme, günümüz dünyasında bireylerin sahip olması gereken en önemli becerilerden biridir. İnternetteki bilgi akışının yoğunluğu ve sahte haberlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, karşılaşılan her bilgiyi sorgulamak, analiz etmek ve doğruluğunu teyit etmek zorunlu hale gelmiştir. Bu beceri, bireyin kendi fikirlerini oluşturmasına, başkalarının manipülasyonundan korunmasına ve daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olur. Eleştirel düşünme, bilgiyi pasif bir şekilde almak yerine, aktif bir şekilde işleyerek anlamlandırma sürecidir. Bu parçaya göre eleştirel düşünmenin bireye sağladığı en önemli katkı nedir?
Çözüm: Parçada 'Bu beceri, bireyin kendi fikirlerini oluşturmasına, başkalarının manipülasyonundan korunmasına ve daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.' ifadesi, eleştirel düşünmenin bireye sağladığı en önemli katkının 'Bilinçli kararlar almasını ve manipülasyondan korunmasını sağlamak' olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
18) Aşağıdaki iki metin, 'zaman' kavramı üzerine farklı bakış açıları sunmaktadır: **I. Metin:** Zaman, herkes için aynı hızda akar; bir saniye bir saniyedir, bir dakika bir dakikadır. Bu, fiziksel bir gerçektir. Ancak insanların zamanı algılayışı çok farklıdır. Sevdiğimiz bir anın hızla geçip gittiğini, sıkıldığımız bir anın ise uzayıp gittiğini hissederiz. Bu, zamanın subjektif boyutudur. Fiziksel zaman nesnel, psikolojik zaman ise özneldir. **II. Metin:** İnsanlık, zamanı ölçmek ve kontrol etmek için çağlar boyunca çaba sarf etmiştir. Güneş saatleri, su saatleri, mekanik saatler ve atom saatleri bu çabanın ürünleridir. Bu araçlar, insanların günlük hayatlarını düzenlemesine, tarım faaliyetlerini planlamasına ve teknolojik gelişmeleri takip etmesine olanak tanımıştır. Zamanı ölçme becerimiz, uygarlığımızın temelini oluşturmuştur. Bu iki metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Çözüm: I. metin, zamanın fiziksel gerçeği ile insanların onu nasıl algıladığı arasındaki farkı ('subjektif boyutudur') ele alırken, II. metin, insanların zamanı ölçmek için kullandığı araçları ve bu ölçümün uygarlık için önemini vurgulamaktadır. Bu nedenle, I. metin zamanın algılanışı üzerine, II. metin zamanı ölçme üzerine odaklanmıştır demek en doğru ifadedir.
19) Yazarın üslubu, bir eserin ruhunu oluşturan en temel ögelerden biridir. Kimi yazar, sade ve akıcı bir dille okuyucusunu yormadan anlatır; kimisi ise ağır, süslü ve mecazlı ifadelerle metnine derinlik katmaya çalışır. Üslup, yazarın dünyaya bakış açısını, karakterini, hatta okuyucuyla kurmak istediği ilişkiyi yansıtır. İyi bir üslup, okuyucunun metni kolayca anlamasını sağlarken, aynı zamanda esere sanatsal bir değer katar. Üslubun tekdüzeliği, okuyucuyu sıkabilir; ancak gereksiz karmaşıklık da okuyucuyu metinden uzaklaştırabilir. Önemli olan, yazarın anlatmak istediği şeye en uygun, en etkili yolu bulmasıdır. Bu parçaya göre 'üslup' ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Çözüm: Parçada 'Kimi yazar, sade ve akıcı bir dille okuyucusunu yormadan anlatır' ifadesi yer almaktadır. Bu durum, 'Okuyucuyu her zaman yorması beklenir' yargısının yanlış olduğunu göstermektedir. Üslubun okuyucuyu yormaması da mümkündür.
20) Çevre sorunları, günümüz dünyasının en büyük tehditlerinden biridir. Küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı, su kirliliği ve hava kirliliği gibi problemler, gezegenimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bu sorunların temelinde insan faaliyetleri yatmaktadır: sanayileşme, aşırı tüketim, fosil yakıt kullanımı ve sorumsuz atık yönetimi. Çözüm ise bireysel ve toplumsal bilincin artırılması, sürdürülebilir yaşam tarzlarının benimsenmesi ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesidir. Unutulmamalıdır ki, tek bir gezegenimiz var ve onu korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu parçadaki düşünceye en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm: Parçanın son cümlesi olan 'Unutulmamalıdır ki, tek bir gezegenimiz var ve onu korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.' ifadesi, parçanın genel düşüncesini özetlemektedir. Bu düşünce, 'Tek gezegenimiz olduğu için onu korumak bireysel ve toplumsal sorumluluğumuzdur.' seçeneğiyle tam olarak örtüşmektedir.
Skor: 0/0 (0%)
Parçada Anlam
Parçada Anlam konusunda kapsamlı bir anlatım aşağıdadır.